Rüzgâra Karşı Değil, Kendi İçinde Sürdürülebilir Ve Yaşamla Dengede Yürümek


Her gün insanların sağlıklarına nasıl kayıtsız kaldıklarını gözlemliyorum. Sabahları fast food la güne başlayanlar, sporu zaman kaybı olarak görenler, stresle başa çıkmak yerine onu biriktirenler… Bu rahatlık, kısa vadede kolay gelse de uzun vadede bedeli ağır olabilir. Peki, neden sağlığımıza, beslenmemize ve sporumuza gereken önemi vermeliyiz? Bu yazıda; sağlık, beslenme, spor, stres yönetimi ve uykunun birbirini nasıl tamamladığından, hepsinin dengeli bir şekilde entegre edilmesinden ve en önemlisi, tüm bunların kişiye özel olması gerektiğinden bahsedeceğim.


Sağlık, hayatımızın temel taşıdır. Dünya sağlık örgütü ne göre, kronik hastalıkların (kalp hastalığı, diyabet, obezite gibi) büyük kısmı önlenebilir ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir. Örneğin, düzenli egzersiz ve dengeli beslenme, kardiyovasküler hastalık riskini %30’a kadar azaltabilir. Ancak, birçok insan bunu göz ardı etmekte. Neden? Çünkü sonuçlar hemen görünmüyor. Görüldüğünde de çok geç kalınmış oluyor. Sağlığınızı ihmal ederseniz, bir gün yolda kalırsınız.


Sağlığı neden önemsemeliyiz?

Sağlık en büyük servetiniz. Ya bu serveti iyi yönetir gelecekte rahat edersiniz , ya da hayatın en basit anlarında bile zorlanırsınız. 

Sağlıklı bir yaşam, sadece hastalıkları önlemekle kalmaz; enerji seviyenizin yükselmesine mental netliğinizin ve mutluluğunuzun artmasına neden olur. Kişiye özel bir yaklaşım burada devreye girer. Herkesin metabolizması, genetik yapısı ve yaşam koşulları farklıdır. Birisi için vegan beslenme mükemmel olabilirken, diğeri için protein ağırlıklı bir beslenme daha uygun olabilir. Bu nedenle, genel tavsiyeler yerine bireysel ihtiyaçlara odaklanmak şarttır.


Vücudun yakıtı: Beslenme

Beslenme sağlıklı yaşamın en kritik parçasıdır. Bana göre sağlıkta birinci sırayı beslenme alır. Araştırmalar gösteriyor ki, dengeli bir beslenme (meyve, sebze, tam tahıllar, sağlıklı yağlar, vitamin ve proteinler) zihinsel sağlığı destekler ve depresyon riskini azaltır. Ama fast food kültüründe yaşayanlar, sağlıksız ve dengesiz beslenenler, paketli ve işlenmiş gıda tercih edenler için bu süreç zor gelebilir. İstatistiklere göre yetişkinlerin %40’ı meyve-sebze tüketimini yeterli düzeyde yapmamaktadır. Peki, nasıl başlayacaksınız? Önce kişiye özel bir plan yapın. Eğer yoğun bir iş hayatınız varsa, hızlı hazırlanabilir sağlıklı atıştırmalıklar (fındık, yoğurt, meyve) ekleyebilirsiniz. Spor yapan biriyseniz, karbonhidrat ve protein dengesini arttırabilirsiniz. Unutmayın, kalıcı değişim bir diyetle değil, sürdürülebilir alışkanlıklarla mümkündür. Dengeli beslenme, diğer unsurlarla birleştiğinde (spor, stres yönetimi, uyku) sinerji yaratır – yani toplam etki, parçaların toplamından büyük olur.



Hareketin gücü, zafer alanın: Spor

Spor yapmamak, vücudumuzu paslandırmak gibidir. Düzenli egzersiz, endorfin salgılayarak stresi azaltır ve mutluluğu artırır. Haftada 150 dakika orta yoğunluklu aktivite (yürüyüş, koşu, yoga vb.) tip 2 diyabet riskini %50’ye kadar düşürmesine rağmen insanlar neden spor yapmaz? Zaman yokluğumu, motivasyon eksikliği mi? … Oysa, başlangıçta 10 dakikalık yürüyüşler bile fark yaratır. Beslenmede olduğu gibi sporda kişiye özel olmalıdır. Hayatında hiç spor yapmamış insanlar için günlük 10 dakikalık yürüyüşler fark yaratırken; orta düzeyde spor yapan insanlar için 10 dakikalık yürüyüşler hiçbir anlam ifade etmez. Her şeyde olduğu gibi sporda da denge önemlidir. Sporun aşırısı zararlıdır. Aşırı spor stres yaratır.


Zihinsel dengenin anahtarı: Stres yönetimi

Stres, modern hayatta kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır. Yönetilmezse, bağışıklık sistemini zayıflatır ve hastalıklara davetiye çıkarır. Araştırmalar, egzersizin, meditasyonun, nefes egzersizlerinin anksiyeteyi  %20-30 oranında azaltabileceğini göstermektedir. Kişiye özel yaklaşım burada da önemlidir. Bazıları için doğa yürüyüşü stres atarken, başkaları için müzik dinlemek çok daha etkili olmaktadır. Dengeli bir yaşamın olmazsa olmazlarından biri de stres yönetimidir. İstatistikler, stres yönetiminin uyku kalitesini iyileştirdiğini ve iyi yaşamı arttırdığını vurgulamaktadır.


Sağlığın gizli kahramanı: Uyku

Uyku, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır ve genellikle ihmal edilen en kritik unsurdur. Yetişkinler için önerilen 7-9 saat kaliteli uyku, vücudun onarımını sağlar, hormon dengesini korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Araştırmalar, kronik uyku eksikliğinin obezite riskini %55, kalp hastalığı riskini %48 artırdığını göstermektedir. Uyku sırasında beyin toksinleri temizler, kaslar yenilenir ve öğrenme gerçekleşir. Kaliteli uyku, beslenme, egzersiz ve stres yönetimi ile birleştiğinde, enerji seviyelerini zirveye taşır. Düzenli uyuyan bireylerde egzersiz performansı %20’ye varan oranda iyileşir. Her gün aynı saatte yatmak, (yatma saati kişiden kişiye, ortam ve şartlara bağlı olarak değişmekle birlikte; mümkünse en geç akşam 23), karanlık oda, ekran kısıtlaması gibi konulara dikkat etmek uykunun sağladığı faydaları en yüksek seviyeye çıkartır.


Önemli olan beslenme, egzersiz, stres yönetimi ve uykunun dengesi; kişiselleştirilmesidir.


Bu unsurların gücü, dengede olmalarında yatar. Araştırmalar; beslenme, egzersiz, uyku ve stres yönetiminin iyi ve dengeli olmasının yaşamı oldukça kaliteli ve sağlıklı hale getirdiğini göstermektedir. Kişiselleştirmede ise yaş, cinsiyet, yaşam tarzı ve genetik gibi faktörler ön plana çıkmaktadır.


Adım atma zamanı

Sağlıklı yaşam, bir lüks değil; bir zorunluluk, hatta büyük bir sorumluluktur. Dengeli beslenme, düzenli spor, uyku ve etkili stres yönetimi ile hayatınızı dönüştürebilir, hayatınıza anlam ve kalite katabilirsiniz. Sizin sağlığınız toplumun; toplumun sağlığı ise gelecek nesillerin sağlığıdır. Sağlık her ne kadar bireysel olarak size aitmiş gibi gözükse de geleceğin toplumunu şekillendiren en güçlü unsurdur.


Ama unutmayın! herkes için reçete aynı değildir. Reçeteler kişiye özel olmalıdır.

Yunus balığı hareketi, doğayı, doğallığı, iletişim becerisini, dengeyi, huzuru, simgeleyen bir hayvandır.

Yunus balığı sezgisel beslenmenin en zarif örneğidir. Ne zaman, ne kadar ve neyle besleneceğini bilir.

Hem "akışta" olmayı hemde "an"da yaşamayı en doğal haliyle temsil eder.

Yunus, doğanın kalp atışı ile uyum içinde yaşayan bir bilge gibidir.


Fonksiyonel Tıp Sağlıklı Yaşam Koçu, Koşu ve Spor Eğitmeni



©2025 Ebru Yazıcıoğlu